Bakan Yumaklı: Ağustos sonuna kadar alarmdayız
SAMSUN’da konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Ağustos ayı sonuna kadar ülke olarak alarm durumundayız. Belli sayıda yangına aynı anda müdahale etme kabiliyetimiz var ama müdahale etmeliyiz. Yangınları önleme mücadelesinden geri kalmamak için kabiliyetimiz var çünkü.Yeşil vatanı korumak sadece devletin değil.Bu, bu ülkenin evlatlarının birinci dereceden görevidir” dedi.
Agriities 2. Küresel Tarım Forumu ve Agricity Yönetim Kurulu toplantısı Türkiye’den dört ülkeden 100’ü aşkın belediye başkanı ve yardımcılarının katılımıyla gerçekleştirildi. Samsun Büyükşehir Belediyesi konutunda 2 gün sürecek forumda tarım alanında uzman görüşleri alınacak ve fikir alışverişinde bulunulacak. Çok Amaçlı Salon’da gerçekleştirilen forumun açılış programına Ömer Halisdemir, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş, AK Parti Samsun Milletvekilleri Orhan Kırcalı ve Ersan Aksu, Samsun Valisi Doç. Zülkif Dağlı, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Ziraat İşleri İdare Meclisi Başkanı Uğur İbrahim Altay, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Şanlı, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Dr. Yavuz Ünal, belediye başkanları, STK temsilcileri, muhtarlar ve çiftçiler katıldı.
‘YASAL DÜZENLEMELERLE SANAYİİMİZİ GÜÇLENDİREBİLİRİZ’ Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı yaptığı konuşmada, devletlerin tarım sektörünü de milli savunma sanayi kadar değerli gördüklerini belirterek, “İşte böyle. Çünkü sanayiniz ve teknolojiniz ne kadar gelişirse gelişsin, insanların temel ihtiyaçları olan tarımı karşılayamıyorsanız, o alanlardaki gücünüz pek bir anlam ifade etmeyebilir. Türkiye olarak son 21 yılda tarım alanında başarılar elde ettik. Tarımla ilgili 15 kanun yürürlüğe girdi. Çünkü bölümünüzü yasal düzenlemelerle güçlendirmeniz gerekiyor. Bugünkü rakamlarla çiftçilerimize 841 milyar adet tarımsal destekleme ödemesi yapıldı. 1200 baraj ve gölet yapıldı, 22 bin dönüm arazi sulamaya açıldı. Bu çalışmalarımızla ülke olarak tarımda Avrupa’nın en büyük gücü, dünyanın ise 10. büyük tarım ekonomisi haline geldik.” Tarımdan gelen markaları anlatan Bakan Yumaklı, “Dünyada tarımın değeri biliniyor. Umarım anlayan tüm şehirler bu platforma üye olur ve fikirlerini paylaşır. Ülkelerin kırsal kalkınması merkezden alınan kararlarla gerçekleştirilemez. Bu da merkezden yerele, yerelden merkeze tüm süreçlerin ve paydaşların katılımı ile mümkündür. Belediyeler için şehirde bir hizmet verildiğinde vatandaşın memnuniyetini sandıkta ölçebilirsiniz ama kırsalda bir üreticiye ya da çiftçiye ulaştığınızda hemen üretim olarak görürsünüz. Elbette kırsalda modern tarım tekniklerinin uygulanması, sulamanın sağlanması, coğrafi şartlara uygun tarım yapılması, pazarlama ve markalaşma şehir yöneticilerinin vizyonu bu yönde ise yüzde yüz başarılı olacak bir uygulamadır. Bunda emeği geçen tüm belediye başkanlarınıza teşekkür ediyorum” dedi. Köyden kente göçün hem kentlere hem de tarımsal üretime olumsuz yansımaları olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, şöyle devam etti: Bunun tarım arazilerindeki yapılaşmalardan kaynaklandığını görüyoruz. İl ve bölge müdürlerimize bakanlığımızın il ve bölge müdürlüklerinin entegrasyonu, daha doğrusu uygulamalarının entegrasyonu veya illerin uygulamalarının bakanlığa entegrasyonu konusunda talimat verildi. Bu da yetmezse telefonum 7/24 açık. Dilediğiniz kadar bilgi, deneyim ve destek bakanlığımız tarafından sağlanacaktır. Bu uygulamaların köyden kente göçü tersine çevirecek uygulamalar olduğunu görüyoruz. Çünkü bu göçün kent yaşamında nasıl maliyetler yarattığını hepimiz biliyoruz. Kırsal kesimde tarım alanında tutulacak nüfusun iki kat katkı sağlayacağını söylemek mümkündür. Bunlardan birincisi şehre girme maliyetlerinin ortadan kalkması, ikincisi ise bilinçli üretimin ülke ve şehir ekonomisine katkısıdır. Gençleri ve kadınları tarım departmanına dahil etmemiz gerekiyor. Harika yemeklerin soframızda olmasını beklerken, onu yaratacak kaynağı elinde tutmamak belki de yapılacak en büyük hatalardan biri. Su kaynaklarının korunması ve kullanımı için mutlaka bir planınız olması gerekiyor. Atık suların özellikle tarımsal üretimde kullanılmasının sağlanması gerekiyor” dedi. Devletin imkanlarının yeterli olduğunu ancak yangınların önlenmesi konusunda kamuoyunun bilinçlenmesi gerektiğini dile getiren Demir, şunları kaydetti:
“Ormanlarımız bizim yeşil vatanımızdır. Bir ağacın belli bir olgunluğa ulaştığını düşünürsek, bu yılları saatler içinde heba edecek davranışlardan kaçınmak gerekir. Bunu sadece buradakilere değil, tüm halkımıza seslenmek istiyorum. tüm ülkemiz sizin aracılığınızla tüm dünyaya.olmasına gerek yok tarım arazileri ile ilgili yangına neden olabilecek her türlü işlemden kaçının bu orman kenarına veya tarla kenarına dipçik atmak da olabilir .Bu, ormana, bir tarlanın kenarına veya kenarına herhangi bir malzeme atmak olabilir.Daha sonra alev alabilir.Belirlenen alanların dışında piknik yaparken yakılacak küçük bir ateş olabilir.Bunlardan lütfen kaçının. Ağustos ayı sonuna kadar ülke olarak alarm durumundayız.Allaha şükür imkanlarımız ve müdahale kabiliyetlerimiz her geçen gün gelişti.Bugün belli sayıda orta-yüksek ölçekli yangına müdahale edebiliyoruz.Bu kabiliyetimiz var. Ancak sırf bu yeteneğe sahip olduğumuz için yangını önleme çabamızdan geri adım atmamalıyız. Herhangi bir yangın belirtisi görüldüğü takdirde lütfen en yakın güvenlik güçlerini arayarak haber veriniz. Çünkü yeşil vatana sahip çıkmak sadece devletin değil, bu vatanın tüm evlatlarının birinci derece görevidir.”