Eskişehir’de Kamu İşçileri Ücret Zamlarını Protesto Etti
(ESKİŞEHİR) – Eskişehir‘de TES-İŞ üyesi işçiler, kamu işçileri için önerilen ücret zamlarını protesto etti. TES-İŞ Eskişehir Şube Başkanı Haluk Doğan, “Maaşımız değil bir ay, bir hafta bile yetmiyor” dedi.
Eskişehir’de DSİ 3. Bölge Müdürlüğü’nde örgütlü olan TES-İŞ üyesi işçiler, TÜRK-İŞ’in kamu işçileri için önerilen ücret zamlarını protesto kararı doğrultusunda DSİ önünde basın açıklaması yaptı.
Teklif edilen zam oranlarına tepki gösteren TES-İŞ üyesi bir işçi, “İşçi öldü. Ölüm nedeni hükümet. Sorgu melekleri Şimşek ve Işıkhan” yazılı kefen kıyafetiyle eyleme katıldı ve boynuna geçirdiği iple kendisini DSİ 3. Bölge Müdürlüğü protokol kapısına bağladı.
“Sizişçinin sabrını sınadınız”
TES-İŞ Eskişehir Şube Başkanı Haluk Doğan, burada yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Kamuda çalışan işçiler olarak, 2025-2026 yılını kapsayan toplu iş sözleşmesi sürecimizde, hükümet tarafından verilen kabul edilemez teklife karşı tepkimizi hep birlikte dile getirmek için toplanmış bulunuyoruz. Burada, iş yerlerimizin önünden hükümete açık ve net çağrımızdır; kamu toplu sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız.
“Ne siz o teklifi vermiş olun, ne de biz duymuş olalım”
Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz. Uyardık: ‘Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor’ dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik. En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz emeğimizi yok saymaktır. Verdiğiniz rakamları burada dile bile getirmeyeceğiz. Ne siz o teklifi vermiş olun ne de biz duymuş olalım. Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir. Zordayız, geçinemiyoruz.
“Bakan emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor”
Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. ‘Geçinemiyoruz, zordayız’ dedik, defalarca uyardık yine uyarıyoruz. Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz, görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürmektedir. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir bu mesele yalnızca kamu işçisinin meselesi değil, herkesin meselesidir. Kamuoyunun da bu adaletsizliğe ve aksayacak olan kamu hizmetlerine sessiz kalmayacağı bilinmelidir. Emekçiyi oyalamak, belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışa zarar verecektir.
“Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz”
Biz işçilerin beklemeye, oyalanmaya, belirsizliğe tahammülü kalmamıştır. Emekçi üstüne düşen görevi yapmıştır, yapmaya devam etmektedir. Alın terini dökerek ülkesine, milletine değer katmaktadır. Bizi yönetenlerde sosyal devletin gerektirdiği görevini yerine getirmelidir. Hükümet en kısa zamanda süreci daha fazla uzatmadan, işçinin, emekçinin hakkını vermeli adil ve kabul edilebilir bir çözümle sonlandırmalıdır. Artık yeter. Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Onurlu bir yaşam, adil bir ücret, güvenceli bir gelecek istiyoruz. Bugün buradayız, iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuyoruz. Yarın alanlarda olacağız.”